Üniversiteden mezun olmak üzereyken, çevremde de popüler olan şirketlere iş başvurularını yağdırmaya başlamıştım. E ne de olsa bu şirketler prestijliydi ve mümkünse bu şirketlerden birine kapağı atmak lazımdı. Ne istediğimi tam kestiremiyordum ama bu şirketlerde hangi pozisyon için görüşmeye çağırsalar “fena değilmiş, güzel görünüyor” diyordum kendi kendime. Çevremdekiler de benden pek farklı değildi tabi. Bankacılık stajımdan sonra bu sektörü istemediğime karar vermiştim, ama ilk iş teklifimi de başvuru yaptığım tek bankadan almıştım. Hem de “MT Programı” için! Çok havalıydı ilk bakışta, hatta işe ilk başladığımda şirket içinde de öyle göründüğünü düşünmüştüm. Sonra işin kokusu ortaya çıktı J 6 aylık 3 projede yer alacaktım, bu projeler de birbirinden çok farklı bölümlerde, çok farklı alanlardaydı. İlkinde Operasyon Yönetimi Süreç İyileştirme projesinde yer aldım. Benden beklenen süreçleri iyileştirmemdi, ama daha ürünler nedir, süreçler nasıldır hiçbir fikrim yoktu. Can sıkıcı bir başlangıç olmuştu. Ekonomi mezunuydum ama bu iş endüstri mühendisliğiydi. Benden beklenti de büyüktü ama iş can sıkıcı. İnsanlar çalışırken başlarında durup kronometre ile her bir işlemin ortalama süresini ölçüyor, bunu flowchart’lara çiziyor ve oradaki işgücü gereksinimini hesaplıyordum. Düşünsenize, birisi geliyor ve işinizi yeterince hızlı mı yapıyorsunuz ona bakıyor, hatta size orda gerek var mı onu ölçüyor. Yeni işe başlayan biri için ortama uyum sağlamada ideal bir iş J. Proje tamamlanınca her bir sürecin maliyet kalemlerini ortalama olarak hesaplayabildik, çok faydalı bir çalışma oldu. Merak etmeyin kimse işten çıkarılmadı J.
İkinci projemde ise bir M&A, yani satın alma işlemi için bir genel müdür yardımcısı ile birlikte çalıştım. Yapılan işin ve çalışılan ortamın çalışılan kişiye göre ne kadar farklı olabileceğini iş hayatımın 7. ayında anlamış oldum. Çok yapıcı, yardımsever, net, samimi bir yönetici ile çalışmak insana ciddi bir keyif veriyor. İş hayatı ile ilgili düşüncelerinizi yeniden değerlendirmeye başlıyorsunuz. Tabi bu projede fazlaca operasyonel iş yapmak da bir o kadar bunaltıcı oldu.
Bu iki proje bana MT pozisyonlarına dair ve büyük çok uluslu firmalara dair net bir görüş sağladı.
MT pozisyonları: stajdan daha ciddi, ama bir o kadar da belirsiz bir iş ortamı ve iş tanımı.
Çok uluslu firmalar: eğer oturmuş ve büyük bir yapı içindeyseniz büyük makine içindeki çarklardan biri oluyorsunuz, kendinizden çok da bir şeyler katma fırsatınız olmuyor. Belki deneyim arttıkça bu farklı olabilir ama şu ana kadar gördüklerim bunu pek de desteklemiyor.
Eski Bankacı
Kurumsal hayattan ayrılıp kendi işini kuran arkadaşlarım oldu. Kurumsal hayat canımı sıkmaya başlayınca ilk yaptığım bu arkadaşlarımı arayıp görüşmek oldu. Nasıl karar verdiklerini sordum.
DevamıUzun bir süre aynı kurumda çalıştım ve çalıştığım süre içerisinde başka hiçbir şirket ile iş görüşmesi yapmadım. Birgün sevdiğim eski bir yöneticim aynı şirket içerisinde başına geçtiği yeni departmanı için kendisi ile çalışacak birini aramaktaydı.
Devamı“Honne to tatamae” nedir bilir misiniz? Bir de kurumsal firmada kuşak çatışmaları ile boğuşan ve işveren markası olmak hedefinde bir şirkette işe başladığınızı düşünün
DevamıAltının oluşma hikayesini biliyor musunuz? Bir belgeselde izlemiştim. Dünyanın oluşumu esnasında, güneş patlamalarında güneşten kopan parçalar dünyaya ve dünya döndükçe merkezine doğru çekilerek altını oluşturuyorlar.
Devamı1974 yılının Aralık ayında başladığım memuriyet hayatım tam 40 yıldır devam ediyor.
Bu süre zarfında önce üniversite eğitimimi ve nihayet bu yıl da yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Ne demişler, öğrenmenin yaşı yok.
Herkese merhaba, 4 yıllık iş deneyimlerimle ilgili olarak sizlerle paylaşımda bulunmadan hemen önce, eğitimim hakkında ufak bir özet geçmek isterim
DevamıDile kolay tam 4,5 yıl. Kendime güvenle başlayan, umutla devam eden, endişeye yerini bırakan, inişler ve çıkışlarla dolu tam 4,5 yıl. İkinci seneden sonra görüşmeye gittiğim İK uzmanından “Bu saatten sonra iş bulmanız çok zor” lafını işittikten sonra bir yarım iyice panikledi, diğer yanım ise sinirlendi
DevamıÜniversiteden mezun olmak üzereyken, çevremde de popüler olan şirketlere iş başvurularını yağdırmaya başlamıştım. E ne de olsa bu şirketler prestijliydi ve mümkünse bu şirketlerden birine kapağı atmak lazımdı. Ne istediğimi tam kestiremiyordum ama bu şirketlerde hangi pozisyon için görüşmeye çağırsalar “fena değilmiş, güzel görünüyor” diyordum kendi kendime. Çevremdekiler de benden pek farklı değildi tabi. Bankacılık […]
DevamıGünümüz trendy mesleklerden biri değildir üretim ama her zaman fırsatlar içeren aksiyonu bol, çıktısı net ve fazlasıyla ölçülebilir bir alandır. Doğrularınızın ve yanlışlarınızın görülmemesi karşınızdakinin kör olup olmamasıyla alakalıdır, sizinle değil
DevamıAslında biz çalışanların ihtiyaç duyduğu kaynaklar dışarıda değil. Bunları hep çalıştığımız işyerlerinin bize sağlamasını bekliyoruz değil mi? Hayır… Çalıştığınız şirketin yapması gereken olmazsa olmazları var: Size fiziksel ve maddi olarak ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz uygun bir çalışma ortamı sağlaması, fikirlerinizi söyleyebileceğiniz güvenilir bir platform yaratması, hakkaniyetli olması, size güvenmesi, sizin değerli hissetmenizi sağlaması gibi…
Devamı“Yeterli olmanın lanetini yaşayan ve bir Kirpi Konseptine sahip olmayanlar, yaptıkları işte mükemmelliği yakalayamazlar.” Bu cümle, Jim Collins’den alıntıdır. Peki, mükemmelliği yakalamak bu kadar önemli mi?
DevamıŞirketinizde çok da hak etmediğini düşündüğünüz kişilerin yükselişini bir de bu gözle değerlendirin.
Devamıİşinizi mükemmel yapıyor olabilirsiniz, çok başarılı da olabilirsiniz, yöneticileriniz tarafından çok da seviliyor olabilirsiniz, şirketinizin tüm işleyişlerine, hedeflerine ve projelerine hakim de olabilirsiniz ve hatta geçmişinizde binlerce ürünü pazarlamış da olabilirsiniz ama unutmayın ki hepsi sizi bir yere kadar getiriyor;
Devamı12 yıldan beri çalışıyorum ve ilk iş deneyimim. Bunun için olsa gerek şirketimi çok seviyor ve çok bağlıydım. Bir noktadan sonra çalıştığım şirketin profesyonel bir değişim dönemine girmesi, herkesin bu durumdan rahatsız olmasından dolayı yüksek sesle konuşulmaya başlandı.
DevamıÜniversitede Ekonomi okudum, okurken pazarlama dersleri aldım. Daha çok analiz, planlama, strateji gibi şeyleri rahat yapabileceğimi düşünüyordum.
DevamıKariyeriniz, size yalnızca para kazandıran işinizin zamanla evrileceği hali değildir. Her ne kadar genel geçer inanış bu şekilde de olsa aslında kariyeriniz ve daha da ötesi görev aşkınız, sahip olduğunuz doğal beceri veya yeteneklerin size yaptırdığı yolculuk olmalıdır.
DevamıKoçluk almadan önce stres ile başa çıkmada çok zorlanırdım. Stres anında insiyatif kullanmak neredeyse benim için imkansızdı.
DevamıStaj deneyiminin firmadan firmaya, aynı firma içinde bir bölümden diğerine, hatta o bölümde kiminle çalıştığınıza bağlı olarak binlerce farklı türü olabiliyor.
DevamıCeketimin düğmesini kapatmak? Tabii ki hayır. Ceketin düğmesinin kapatılıp soğuk terler dökülen donemler artık geride kaldı. Tabii bağrı açık bir gömlek ve kot pantolon ile de görüşmeye gitmiyoruz halen.
Devamı19-20 li yaşlarda yüzme öğretmenliği yaparken, ben olmadığım zamanlarda havuza girmeyen çocuklar olduğunu görmüştüm. Bu durum o zamanlar insanın içinde hoş duygular vermekteydi.
DevamıÜniversitenin sonları geldiğinde sadece eğitimle dolu boş bir CV’yi, nasıl daha etkili hale getirmek için çoğu insan gibi staj yapma telaşına düşmüştüm.
DevamıDiğer arkadaşlara tavsiyelerim kısaca şunlar olabilir.
DevamıYıllarca kurumsal şirketlerde çalıştıktan sonra, herkesin zaman zaman aklından geçirdiği kendi işini kurma hayalinin peşine düştüm. Hata mı yoksa doğru hamle mi bunu zaman gösterecek. Ancak şu kriterler bu kararı alırken dikkat edilmesi gerekenler…
DevamıBeslenme ve Diyetetik alanından mezun olalı 5 yıl geçti! Bizim meslek grubunda birbirinden çeşitli çok fazla çalışma alanı var; yani aslında işimiz sadece diyet yazmak ve zayıflatmak kadar tek düze değil..
Devamı